
Ege ve Akdeniz’in buluştuğu eşsiz yarımadada doğayla tarihin harmanlandığı bir yolculuğa hazır mısınız?
Muğla’nın incisi Datça, Türkiye’nin en bakir kıyılarına, zengin tarihine ve benzersiz doğal güzelliklerine ev sahipliği yapan bir cennet köşesidir. Eşsiz koyları, tarihi mahalleleri, antik kentleri ve turkuaz renkli denizleriyle her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin gözdesi olan Datça, sakin bir tatil arayanların da vazgeçilmez rotasıdır.
Bu yazımızda, Datça’nın en güzel mahallelerini, koylarını, gezilecek yerlerini ve yapılabilecek aktiviteleri detaylı bir şekilde keşfedeceğiz. İster tarih tutkunları için, ister doğa severlere veya deniz tatili arayanlara… Datça herkese hitap eden bir destinasyon.
Datça’nın Tarihi Mahalleleri ve Köyleri
Eski Datça Mahallesi: Taş Evlerin ve Dar Sokakların Büyüsü
İskele Mahallesi’nden sadece 2,5 kilometre uzaklıkta yer alan Eski Datça, sarı tabelaları takip ederek kolayca ulaşabileceğiniz tarihi bir mahalledir. Datça’nın kalbi olarak da bilinen bu mahalle, özgün mimarisi, taş evleri ve taş döşeli dar sokakları ile adeta açık hava müzesi niteliğindedir.
İlk zamanlar Datça’nın ilçe merkezi olan Eski Datça, günümüzde turistlerin en çok ilgisini çeken yerlerden biridir. Yöreye özgü taş örgü binaları büyük bir özenle restore edilmiş ve orijinal mimarisi korunmuştur. Dar ve kıvrımlı sokakları, begonvillerle süslenmiş bahçeleri ve huzur dolu atmosferiyle ziyaretçilerine adeta bir tiyatro dekorunda yürüyormuş hissi verir.
Eski Datça denince akla ilk gelen isimlerden biri, şüphesiz ünlü şair Can Yücel’dir. Hayatının son yıllarını burada geçiren Can Yücel’in evi, bugün ziyarete açık bir anı evidir. “Can Evi” olarak bilinen sokakta yer alan bu tarihî yapı, şairin eşyaları, kitapları ve kişisel eşyalarıyla birlikte korunmaktadır. Can Yücel’in şiirlerinde de sıkça bahsettiği Eski Datça’nın büyüleyici atmosferi, şaire ilham kaynağı olmuştur.
Ziyaretçi İpucu: Eski Datça’da yerel el sanatları dükkanlarını gezebilir, otantik kafelerde mola verebilir ve bölgeye özgü zeytinyağlı lezzetleri tadabilirsiniz. Özellikle akşam saatlerinde, güneş batarken yapacağınız bir yürüyüş unutulmaz bir deneyim sunacaktır.
Reşadiye Köyü: Tarihin İzlerini Taşıyan Antik Yerleşim
Datça’daki en eski yerleşim bölgelerinden biri olan Reşadiye, şehir merkezine (İskele Mahallesi) sadece 5 km uzaklıktadır. Tarihi dokusu ve kültürel zenginliğiyle öne çıkan bu köy, ziyaretçilerine geçmişe yolculuk yapmak için mükemmel bir fırsat sunar.
Reşadiye’nin en dikkat çeken yapısı, şüphesiz ki Mehmet Ali Ağa Konağı’dır. 18. yüzyıldan kalma bu tarihi konak, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Restore edilerek butik otele dönüştürülen konak, bugün hem konaklama hem de Osmanlı kültürünü deneyimleme imkanı sunmaktadır.
Köyün tarihi camisi de görülmeye değer yapılar arasındadır. Yöreye özgü taş işçiliğinin güzel örneklerini barındıran cami, bölge tarihine ışık tutmaktadır.
Ziyaretçi İpucu: Reşadiye Köyü’nde yerel pazarı ziyaret edebilir, taze meyve ve sebzeler satın alabilir, yöresel badem şekerinin tadına bakabilirsiniz.
Hızırşah Köyü: Selçuklu İzleri ve Antik Seramikler
Datça şehir merkezine en yakın köylerden biri olan Hızırşah, zengin tarihi geçmişiyle dikkat çeker. 4. yüzyıldan kalma seramik atölyeleri, köyün antik çağlardan bu yana önemli bir üretim merkezi olduğunu göstermektedir.
Köyün en önemli tarihi yapısı Selçuk Camii’dir. Selçuklu döneminden kalma bu cami, klasik Türk-İslam mimarisinin güzel örneklerinden biridir. Geometrik desenleri ve taş işçiliğiyle göz dolduran cami, halen ibadete açıktır.
Ziyaretçi İpucu: Hızırşah Köyü’nde yerel çömlek atölyelerini ziyaret edebilir, geleneksel seramik yapım tekniklerini öğrenebilirsiniz. Ayrıca köyde üretilen bal ve zeytinyağı gibi organik ürünleri satın alabilirsiniz.
Mesudiye Köyü: Üç Büyüleyici Koyun Kalbinde
Datça’nın en güzel yörelerinden biri olan Mesudiye, ilçe merkezine 20 km uzaklıkta yer almaktadır. Köy, özellikle üç muhteşem koyuyla ünlüdür: Hayıtbükü, Ovabükü ve Kızılbük.
Bu üç komşu koy, birbirinden güzel plajları, berrak suları ve sakin atmosferleriyle Datça’nın en değerli hazinelerindendir. Hayıtbükü, küçük balıkçı teknelerinin demirlendiği pitoresk manzarasıyla; Ovabükü, geniş kumsalı ve sığ deniziyle; Kızılbük ise daha bakir ve tenha yapısıyla öne çıkar.
Mesudiye’nin sadece doğal güzellikleri değil, yerel yaşam kültürü de görülmeye değerdir. Geleneksel Ege köy hayatını yakından deneyimleyebileceğiniz bu bölgede, taş evler, yerel zeytinyağı üretim teknikleri ve yöresel mutfak keşfedilmeyi bekliyor.
Ziyaretçi İpucu: Mesudiye koylarında gün batımı manzarası eşliğinde taze deniz ürünlerinin tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca köy meydanındaki kahvehanelerde yerel halkla sohbet etme fırsatını kaçırmayın.
Datça’nın Büyüleyici Koyları
Gebekum: Hareketli Kumların Dansı
Datça’ya sadece 4 km uzaklıkta yer alan Gebekum, adını sürekli hareket halinde olan kumlarından almıştır. 7 kilometrelik muhteşem kumsalı, denize girmek için ideal koşullar sunar. Bu eşsiz doğa harikası, rüzgârın etkisiyle sürekli şekil değiştiren, kendini çoğaltan ve yayılan kumul yapısıyla dikkat çeker.
Gebekum’un en ilginç özelliklerinden biri, karşısındaki adaya kumul hareketleriyle oluşan bir sığlık sayesinde denizden yürüyerek ulaşılabilmesidir. Bu doğa olayı, bölgeyi jeolojik açıdan da ilgi çekici kılmaktadır.
Ziyaretçi İpucu: Gebekum’da kum banyosu yapabilir, özellikle güneş batarken kumul sisteminin yarattığı eşsiz görüntünün fotoğraflarını çekebilirsiniz. Yanınızda su ve güneş koruyucuları bulundurmayı unutmayın!
Kargı Koyu: Sakinliğin ve Doğanın Buluşma Noktası

İlçe merkezine yalnızca üç kilometre uzaklıkta olan Kargı Koyu’na yürüyerek bile ulaşabilirsiniz. Kuzey ve güneybatı rüzgârlarına kapalı konumuyla her mevsim sakin bir deniz sunan koy, doğal güzelliği ve huzurlu atmosferiyle ön plana çıkar.
Çakıllı plajı, berrak suyu ve zengin deniz yaşamıyla Kargı Koyu, hem yüzme hem de dalış tutkunları için ideal bir noktadır. Koyda bulunan yeme içme tesisleri ve küçük yat çekek yeri, ziyaretçilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Koya akan tatlı su kaynağı da bölgenin ekolojik zenginliğini artırmaktadır. Yakındaki eski kilise kalıntısı, harap durumda olsa da tarihi dokuyu hissettiren önemli bir yapıdır.
Ziyaretçi İpucu: Belediyenin özel halk otobüsleriyle kolayca ulaşabileceğiniz Kargı Koyu’nda şnorkel aktivitesi yapabilir, su altı yaşamını keşfedebilirsiniz. Ayrıca balık restoranlarında taze deniz ürünlerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Palamutbükü: Datça’nın En Ünlü Sahili
İlçeye 25 km uzaklıkta yer alan Palamutbükü, Datça’nın en popüler ve en uzun plajlarından biridir. Knidos Ören yerine sadece 10 km mesafede bulunan koy, çakıl ve kum karışımı uzun plajıyla dikkat çeker.
Palamutbükü, berrak denizi, zengin deniz altı yaşamı ve etkileyici manzarasıyla ziyaretçilerini büyüler. Bölgede çok sayıda konaklama tesisi, restoran ve kafe bulunmaktadır. Bu da uzun süreli tatil planlayanlar için Palamutbükü’nü ideal bir seçenek haline getirir.
Ziyaretçi İpucu: Palamutbükü’nde deniz keyfinizden sonra sahil şeridindeki restoranlarda Ege mutfağının eşsiz lezzetlerini tadabilir, günbatımını izleyebilirsiniz. Plajdaki su sporları aktivitelerine katılmayı da unutmayın!
Datça’nın Tarihi Hazineleri
Knidos Antik Kenti: Afrodit’in Evi
Datça Yarımadası’nın en batı ucunda yer alan Knidos Antik Kenti, M.Ö. 4. yüzyıldan kalma etkileyici bir tarihi yerleşimdir. Çağların silemediği, zamanın solduramadığı güzelliğini koruyan kent, Ege ve Akdeniz’in birleştiği noktada muhteşem bir manzaraya sahiptir.
Knidos’un en ilgi çekici yapısı, şüphesiz Aphrodite Tapınağı’dır. Sanat tarihinin ilk çıplak kadın heykeli olan Knidos Aphrodite’i bu tapınakta sergileniyordu. Orijinal heykel günümüzde British Museum’da bulunsa da, tapınağın kalıntıları hala görülmeye değerdir.
Antik kentte görebileceğiniz diğer önemli yapılar arasında tiyatro, iki liman, agora, Dor tarzında tapınaklar ve çeşitli kamu binaları bulunmaktadır. Knidoslu ünlü matematikçi ve astronom Eudoksos’un M.Ö. IV. yüzyılda tasarladığı Güneş Saati de Knidos’un benzersiz kalıntılarından biridir. Mevsimleri ve saatleri gösteren bu saatin dünyada bir eşi daha yoktur.
M.Ö. 350-400 yıllarına tarihlenen Aslanlı Gömüt de görülmeye değer yapılar arasındadır. Orijinali piramit şeklinde olan bu Dor gömütünün tepesinde bir zamanlar 3 metre uzunluğunda, 1.80 metre yüksekliğinde ve 1 ton ağırlığında bir aslan heykeli bulunuyordu. Bu etkileyici heykel günümüzde British Museum’da sergilenmektedir.
Ziyaretçi İpucu: Knidos Antik Kenti’ni ziyaret ederken yanınızda bol su, şapka ve güneş kremi bulundurun. Antik kentin en güzel fotoğraflarını çekmek için öğle saatlerinden sonra ziyaret etmeniz önerilir. Ayrıca rahat yürüyüş ayakkabıları giymeyi unutmayın!
Körmen Limanı: Antik Ticaretin Merkezi
Antik çağda Knidos’a giden ticaret gemilerinin fırtınalı havalarda sığındıkları ve yüklerini boşalttıkları Körmen Limanı, Datça’nın tarihi açıdan önemli noktalarından biridir. Günümüzde modern bir marina olarak hizmet veren liman, geçmiş ile bugünün harmanlandığı etkileyici bir atmosfere sahiptir.
Ziyaretçi İpucu: Marina çevresindeki kafelerde oturup, tekneleri izleyebilir ve bölgenin denizcilik tarihini keşfedebilirsiniz.
Balıkaşıran: İki Denizin Buluştuğu Nokta
Ege Denizi ile Akdeniz’in bir arada görülebildiği tek yer olan Balıkaşıran, Datça’nın en etkileyici manzaralarından birine ev sahipliği yapar. İki farklı renkteki denizin buluştuğu bu noktadan izleyeceğiniz manzara, unutulmaz bir deneyim sunacaktır.
Ziyaretçi İpucu: Gün batımı saatlerinde ziyaret ederek, iki denizin kucaklaşmasını altın rengi ışıklar altında izleyebilirsiniz. Fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler yakalama fırsatı!
Datça’da Ne Yapılır?
Tekne Turları ile Koyları Keşfedin
Datça’nın el değmemiş koylarını ve büklerini keşfetmenin en güzel yolu, tekne turlarına katılmaktır. Günübirlik veya mavi yolculuk turlarıyla, karadan ulaşımı olmayan gizli koyları, berrak sularda yüzme deneyimini ve eşsiz manzaraları yaşayabilirsiniz.
Tekne turları genellikle Datça merkezden başlayarak, Kargı Koyu, Hayıtbükü, Palamutbükü gibi popüler noktaları kapsar. Ayrıca özel tekne kiralayarak, kendi rotanızı oluşturabilirsiniz.
Ziyaretçi İpucu: Tekne turuna katılırken yanınızda deniz ayakkabısı, şnorkel takımı, havlu ve yeterli miktarda su bulundurmayı unutmayın. Ayrıca su geçirmez bir çanta ile fotoğraf makinenizi ve değerli eşyalarınızı koruyabilirsiniz.
Datça Plajlarında Deniz Keyfi
Datça’nın her biri ayrı güzellikte olan plajlarında deniz keyfi yapmak, ziyaretçilerin en sevdiği aktivitelerden biridir. Her gün farklı bir plajda denize girerek, yarımadanın çeşitli güzelliklerini keşfedebilirsiniz:
Kumluk Plajı: İlçe merkezine yakın, kumlu yapısıyla ailelerin gözdesi
Hastanealtı Plajı: Merkeze yürüme mesafesinde, berrak suyu ile ünlü
Taşlık Plajı: Sakin atmosferi ve çakıllı yapısıyla dalış meraklılarının tercihi
İnce Kumlu Plaj: Adından da anlaşılacağı gibi ince kumuyla ünlüZiyaretçi İpucu: Datça’nın bazı plajları tamamen doğal olduğundan, yanınızda şemsiye, içme suyu ve piknik malzemeleri bulundurmanız önerilir.
Datça Yerel Lezzetleri Keşfedin
Datça mutfağı, Ege’nin eşsiz lezzetlerini barındırır. Bölgeye özgü yemekleri tatmak, kültürel deneyiminizin önemli bir parçasıdır. Datça’da mutlaka tatmanız gereken lezzetler:
Badem ezmesi ve badem şekeri
Yerel zeytinyağı ve zeytinyağlı mezeler
Taze deniz ürünleri ve balık çeşitleri
Datça bademi ve badem kahvesi
Kekik balı
Yerel otlarla hazırlanan yemekler (turp otu, radika, deniz börülcesi)
Ziyaretçi İpucu: Datça merkezdeki yerel pazarı ziyaret ederek, taze yerel ürünleri satın alabilir, bölge çiftçilerinden organik ürünler temin edebilirsiniz.
Doğa Yürüyüşleri ve Bisiklet Turları
Datça Yarımadası’nın muhteşem doğası, yürüyüş ve bisiklet tutkunları için cennet niteliğindedir. Yarımadayı boydan boya geçen Karia Yolu üzerinde yapacağınız yürüyüşlerle, antik taş yolları, yerel bitki örtüsünü ve nefes kesen manzaraları keşfedebilirsiniz.
Bisiklet rotaları için ise Datça-Knidos, Datça-Palamutbükü veya Datça-Eski Datça güzergahları idealdir. Bisiklet kiralama hizmeti veren işletmeler, ilçe merkezinde bulunmaktadır.
Ziyaretçi İpucu: Doğa yürüyüşleri için bahar ayları (Nisan-Mayıs veya Eylül-Ekim) ideal zamanlardır. Yanınızda harita, yeterli su ve atıştırmalık bulundurmayı unutmayın.
Datça’ya Ne Zaman Gidilir?
Datça’yı ziyaret etmek için en ideal dönem, Mayıs-Ekim ayları arasıdır. Bu dönemde hava sıcaklıkları denize girmek için uygundur ve yağış olasılığı düşüktür. Ancak Temmuz ve Ağustos aylarında aşırı kalabalık ve yüksek sıcaklıklar görülebilir.
Bahar ayları (Nisan-Mayıs) veya sonbahar başlangıcı (Eylül-Ekim), hem ideal hava koşulları hem de daha sakin bir atmosfer sunar. Bu dönemlerde konaklama fiyatları da daha uygundur.
Datça’ya Nasıl Ulaşılır?
Datça’ya ulaşmanın en yaygın yolu, Dalaman veya Bodrum-Milas Havalimanları üzerinden gerçekleşir:
Dalaman Havalimanı: Datça’ya yaklaşık 150 km mesafededir. Havalimanından Datça’ya direkt otobüs seferleri bulunmaktadır. Alternatif olarak önce Marmaris’e, oradan da Datça’ya minibüs veya otobüsle ulaşabilirsiniz.
Bodrum-Milas Havalimanı: Datça’ya yaklaşık 165 km uzaklıktadır. Havalimanından önce Bodrum’a, oradan da Datça’ya deniz otobüsü veya karayoluyla ulaşabilirsiniz.
Özel Araçla: İzmir-Aydın-Muğla-Marmaris güzergahını takip ederek Datça’ya ulaşabilirsiniz. Marmaris-Datça arası yaklaşık 70 km’dir ve virajlı bir yol üzerinden geçer.
Deniz Yoluyla: Yaz aylarında Bodrum’dan Datça’ya düzenli deniz otobüsü seferleri bulunmaktadır. Ayrıca özel tekne veya yatla da Datça’ya ulaşabilirsiniz.
Datça’da Konaklama Seçenekleri
Datça’da her bütçeye ve zevke uygun konaklama seçenekleri bulunmaktadır:
Butik Oteller: Özellikle Eski Datça’da restore edilmiş taş evlerde hizmet veren butik oteller, otantik bir konaklama deneyimi sunar.
Pansiyonlar: Aile işletmesi pansiyonlar, yerel kültürü yakından tanımak isteyenler için idealdir.
Apart Oteller: Kendi yemeğinizi pişirebileceğiniz mutfaklı daireler, özellikle aileler için ekonomik bir seçenektir.
Lüks Resortlar: Genellikle Datça merkez ve Palamutbükü gibi bölgelerde bulunan resort oteller, tam donanımlı hizmet sunar.
Kamp Alanları: Doğayla iç içe bir deneyim arayanlar için Datça’nın çeşitli noktalarında kamp alanları mevcuttur.
Datça, Türkiye’nin en etkileyici destinasyonlarından biridir. Tarihi zenginlikleri, doğal güzellikleri, berrak denizi ve misafirperver insanlarıyla unutulmaz bir tatil deneyimi sunar. Eski Datça’nın taş sokakları, Knidos Antik Kenti’nin büyüleyici kalıntıları, el değmemiş koyları ve muhteşem plajlarıyla Datça, her ziyaretçiyi kendine hayran bırakır.
Datça’yı keşfetmek için acele etmeyin, her bir köşesinde farklı bir güzellik ve hikaye gizlidir. Sakin bir ritimde, doğanın ve tarihin sesini dinleyerek geçireceğiniz bir Datça tatili, kendinizi yenilemek için mükemmel bir fırsat olacaktır.
“Huzur istersen Datça’ya gel” sözünün gerçekliğini, ancak buraya ayak bastığınızda anlayabilirsiniz.